22 Ocak 2012 Pazar

Lefter Küçükandonyadis'in Ardından

Huzur içinde uyu büyük usta. Fotograf: Wikimedia Commons Güzel oyun bir ay önce filozofu Sócrates'i kaybetmisti, şimdi de "Ordinaryüs"ü Lefter'i kaybetti. Erken dönem Türkiye futbolunun belki de en önemli ismi Lefter. Benim neslim onu canlı izleyemese de, arşiv görüntülerden ve büyüklerimizin anlattığı hikayelerden tanıdı. Türkiye'de futbol tarihine ilgi duyan herkesin ilk öğrendiği isimlerden biri oldu. Futbolculuğu hakkında fazla bir şey demeye gerek yok. "Ver Lefter'e yazsın deftere" sözünü bulan işi özetlemiş zaten.

Lefter sadece futbolculuğuyla değil sporun birleştirici gücünün en güzel örneği olarak da çok önemli bir isimdi. Bugün "Aurelio'nun milli takımda ne işi var?" diye soranlar, "Mesut vatan hainidir." diye bağıranlar yaşları müsaitse Lefter'in onları nasıl sevindirdiğini hatırlasınlar, yaşları müsait değilse anne-babalarından istesinler Lefter'in golleriyle nasıl coştuklarını anlatmalarını.

Sadece Türkiye ve Yunanistan ile sınırlı değil Lefter sevgisi. Vefatı yurt dışındaki çok sayıda spor ajansı ve haber kanalı tarafından da duyuruldu. Konuyla ilgili yurt dışındaki haberlere bakarken gözüme Bir Türk'ün Gözüyle Yunanistan isimli bir blog çarptı. Vefatının hemen ardından Lefter'in hayatı hakkında bilgi veren bir yazı konmuştu bloga. Altta da yazarın verdiği bir istatistik vardı: Üç gün içinde Avustralya'dan A.B.D'ye, Singapur'dan Lüksemburg'a yirmiyi aşkın ülkeden ziyaretçi almıştı yazı. Lefter'in büyüklüğünü anlatmak için başka söze de gerek yok sanırım...

Hiç yorum yok: