Spor psikolojisi, genel olarak, psikolojik faktörlerin sporcu, antrenör veya takım performansı üzerindeki etkilerini araştıran bir alandır. Bu faktörlerden biri sporcuların müsabaka esnasında karşılaştıkları durumlardır. Örneğin, yakın zamandaki bir yazımda ele aldığım maç sırasında geriye düşmek sporcuların sık sık karşılaştıkları bir durumdur. Spor psikologlarının bu durumla ilgili araştıracağı sorulardan biri şu olabilir: Maçta geri düşmek sporcuların moralini ya da maç esnasında aldığı kritik kararları nasıl etkiler? Bu durumun moral ya da karar alma üzerindeki etkileri nasıl engellenebilir?
Önemli bir diğer psikolojik faktör ise sporcuların mizacıdır. Mesela maçta geri düşünce sporcuların moralinin bozulmasını engelleyen kişilik özellikleri nelerdir? Bu kişilik özelliklerini sporculara kazandırmak için neler yapılabilir? Spor psikolojisi sporcu, antrenör veya takım performansı için kritik önemi olan bu tür soruları cevaplamaya çalışır.
Bana kalırsa spor psikolojisinin en önemli özelliği uygulamalı bir alan olması. Spor psikoloğu araştırmalardan edindiği bilgileri birlikte çalıştığı sporcuların performansını artırıcı uygulamalar, egzersizler ve müdahaleler geliştirmek için kullanır. Örneğin spor psikolojisi alanındaki çalışmalar yeni gelen bir yabancı futbolcunun takımına uyumunu hızlandıran veya yavaşlatan faktörleri araştırıp bu faktörlerin fubolcunun performansına etkilerini test edebilir. Kulüp yöneticilerinin ve (eğer varsa) psikoloğunun görevi bu araştırma bulgularını kullanarak yabancı transferlerin uyumunu hızlandırmak için bir program geliştirmektir. Drogba'yı eşi ve çocuklarıyla Londra'ya geldiğinde haftalarca otelde kalmak zorunda bırakan Chelsea spor psikolojisinden nasıl faydalanılmadığının, yabancı transferlerinin ev ve arabasından tutun da çocuklarının okuluna kadar her şeyiyle ilgilenen Milan ise nasıl faydalanılabileceğinin en güzel örnekleri.
Spor psikolojisinin bir başka özelliği de disiplinlerarası bir alan olması. Sporcu performansını etkileyen faktörleri anlamak için sağlık psikolojisi, sosyal psikoloji, bilişsel psikoloji, psikofizyoloji gibi diğer alanlardan sıklıkla faydalanır. Peki bu blogda futbola psikoloji çerçevesinden bakan tüm yazılarımız spor psikolojisi alanına mı giriyor? Spor psikolojisi tabii ki bu yazıların bir kısmını kapsıyor. Ancak blogda futbolun, spor psikolojisinin pek de ilgi alanına girmeyen yönleriyle de ilgileniyoruz. Bu blogun amacı sadece sporcu performansını değil, oyuncusuyla, hakemiyle, teknik direktörüyle ve tabii ki taraftarıyla her unsurun futbolu nasıl tecrübe ettiğini anlamak. Bir kalecinin penaltıda ne yapacağına nasıl karar verdiğinden tutun da taraftarın "çektiği cefa" ile "sürdüğü sefa"nın belleğinde tuttuğu yere kadar... Böylesine karmaşık süreçleri anlamaya çalışrken farklı alanlara dönüyoruz. Mesela yan hakemlerin ofsayt kararlarını verirken düştükleri görsel yanılmaları anlamak için bilişsel psikolojiden yararlandık. İzleyicilerin skor tahmini yaparken bilinçaltında geçen süreçleri anlamak için de sosyal psikolojiye döndük. İlerleyen yazılarda da darklı araitırma alanlarından faydalanarak futboldaki psikolojik süreçlere değinmeyi sürdüreceğiz.
Bunlar da ilginizi çekebilir:
Taraftarız Biz Çekeriz Cefa... Ama Hatırlamayız!
Panter Kaleci (!) Penaltıda Ne Yapar?
İddaa'cılar Dikkat! Kuponu Doldurmadan "Üstüne Uyumak" Lazım :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder