Henüz 2.5 milyon dolarlık yayın bedelini ödemeye niyetli babayiğit çıkmamış. Bizim gibi çocukluğunda radyodan maç dinleyerek futbol zevkini tatmış, daha sonra televizyona geçmiş olanlar bile bu duruma hüzünleniyorsa bizden önceki nesil için tam anlamıyla bir devrin sonu olur bu durum. "Nerede o eski günler" diye iç geçirilerek başlayan hikayelerde Pele'ler, Cruyff'lar, Puskás'lar, çivili kramponlar, siyah toplar, logosuz formalar ile birlikte yerini alır radyo yayınları...
"Bu ayrılığın vakti geldi artık, kimse radyodan maç dinlemiyor" diyenler olabilir. Ben o kanıda değilim. Aksine günümüzün yüksek tempolu yaşam tarzında maç anında ekran karşısına kurulma lüksü her futbol fanatiğine nasip olmuyor. Radyo yayının Internet'e taşınması ile birlikte çalışırken veya seyahat ederken de maçları yaşamak mümkün oluyor. Radyodan maç dinleme klasiğinin hayatta kalmasını sağlayacak tam da budur gibi geliyor bana.
Bunlar da ilginizi çekebilir:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder