9 Eylül 2013 Pazartesi

Kazanırsak Kokoreç, Kaybedersek Daha Çok Kokoreç! Maç Sonuçlarının Beslenmeye Etkisi


Efendim "Uzaktan Orta" yakın direğe düştü! Uzun süren sessizliğimin nedeni Türkiye'ye taşınma telaşıydı. Ben de Gül de doktora çalışmalarımızı tamamladık ve Türkiye'ye döndük. Gül Bilkent Üniversitesi'nde, ben de ODTÜ'de çalışacağım.

Yavaş yavaş yerleşme işlerini yoluna koyunca kaldığımız yerden devam edelim istedim. Bir önceki yazıda uluslararası maçlarda ülke takımının kaybetmesinin yarattığı mutsuzluğun ertesi gün ülkenin borsa endeksini düşürdüğünü tartışmıştık (İki milli maç arasında iyi bir hatırlatma oldu, borsada işlem yapanlar aman dikkat!) Bu olumsuz duyguların hayatın başka alanlarında da etkisi olduğuna değinmiştim. Gelin başka bir örnekle, mağlubiyetlerin beslenmeye olan etkisiyle devam edelim. Takmımız kaybettiğinde sağlıksız beslenme olasılığımız artar mı?

Fransa'dan Yann Cornil ve Pierre Chandon* mağlubiyetlerin beslenme üzerindeki etkilerini incelemişler. İlk çalışmalarında Amerikan futbol ligi maç sonuçlarının ertesi gün şehirlerdeki besin tüketimi ile olan ilişkisine bakmışlar. Burada hemen belirteyim, Amerika'da insanlar ezici çoğunlukla yaşadıkları şehrin takımını tutuyorlar. Dolayısıyla şehrin takımının performansının ertesi gün şehrin ortalama besin tüketimine etkisini incelemek yukarıdaki sorumuzu cevaplamak adına iyi bir başlangıç. Maçın ertesi günü takımı kaybeden şehirlerde, takımı kazanan, ligde takımı olmayan, ya da haftayı maç yapmadan geçen şehirlere oranla kalori ve doymuş yağ tüketimi artıyor! Yüksek doymuş yağ ve kalori tüketiminin nesi kötü derseniz, kalp ve damar hastalıklarının habercilerindendir.

Cornil ve Chandon bir diğer çalışmalarında ise Fransız katılımcılara üç futbol maçından birine ait 7 dakikalık bir parça izletmişler. Katılımcıların üçte biri Fransa'nın İtalya'yı yendiği Euro 2000 finalinin görüntülerini izlemiş (galibiyet grubu). Diğer üçte biri Fransa'nin İtalya'ya mağlup olduğu 2006 Dünya Kupası finalinin görüntülerini izlemiş (mağlubiyet grubu). Kalanı ise ilgilerinin pek olmadığı iki Belçika takmı arasındaki maçın görüntülerini izlemiş (kontrol grubu). Görüntüleri izledikten sonra katılımcılara canlarının ne kadar domates, üzüm, çikolata ve patates cipsi çektiği sorulmuş. Mağlubiyet grubunun canı, galibiyet ve kontrol gruplarına kıyasla daha fazla sağlıksız besin (cips ve çikolata), daha az sağlıklı besin (domates ve üzüm) çekmiş.

Mağlubiyetin ardından kendini abur cubura vermekten kurtulmanın yolu yok mu? Var: Hayatınızın başka alanlarındaki önemli değerleri aklınıza getirmek (sevdikleriniz, işiniz, sizin için değerli olan ne varsa). Cornil ve Chandon görüntüleri izleyen katılımcıların yarısından bunu yapmasını istemiş. Hayatlarındaki önemli değerleri anımsamak mağlubiyet grubundaki katılımcıların cips ve çikolata isteğini azaltmış.

Uzun lafın kısası, mağlubiyet takımına gönül vermiş taraftarı yıkabilir ama hızlı toparlanmanın yolu hayatta başka şeylerin olduğunu hatırlamak. Benim tahminim kendine hayattaki başka değerleri hatırlatmanın yenilginin yol açtığı kızgınlık ve öfkeyi de azaltabileceği yönünde.

* Cornil, Y., & Chandon, P. (2013). From fan to fat? Vicarious losing increases unhealthy eating, but self-affirmation is an effective remedy. Psychological Science. doi: 10.1177/0956797613481232

Bunlar da ilginizi çekebilir:
Ne Çektin Be Borsa! Futbol ve Borsa İlişkisi Üzerine
Duran Topta Kaleyi Küçültmek
Karambolde Gariban Hakem Ne Yapsın?

Hiç yorum yok: